26 Eki 2007

Paul Doany Uluslararası Sendikalar Ağı'na (Global Union) Cevap Verdi

Paul Doany Uluslararası Sendikalar Ağı’na (Global Union) Cevap Verdi

Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkan Paul Doany, Uluslararası Sendikalar Ağı'nın (Global Union) Türk Telekom’da 10.gününe ulaşan grev konusunda gönderdiği mektuba verdiği yanıtta, yetkin ve sorumlu bir yönetimin sınırları dahilinde verilebilecek en makul teklifi vermek için ellerinden geleni yapmalarına rağmen sendikanın yapılan adil hiçbir teklifi kabul etmediğini ve grev kararı aldığını söyledi.

Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkan Paul Doany, Communications Workers
Union Genel Sekreter Yardımcısı Terry Delany'e yazdığı cevapta, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, Türk Telekom yönetiminin bayram öncesi mutabakata varabilecekleri konusunda ümitli olduklarını, ancak bayram sonrasında da bunun gerçekleşemediğini söyledi. Doany mektubunda şunları belirtti :

Sendika temsilcilerinin adil olmayan sürekli saldırılarına ve o zaman asla kamuoyuna açıklanmayan üç uluslararası fiber kablonun kasti olarak kesilmesi olaylarına rağmen şirketimiz ümitli beklentileriyle ilgili olumlu kamuoyu açıklamaları yaptı. Bu olaylardan kimin sorumlu olduğu konusunda bir suçlamada bulunmuyoruz. Sadece, mutabakata varmak için önümüzde daha on gün varken, sendikanın grev hazırlığı yaptığını ilk defa açıkladığı gün olan 5 Ekim 2007 tarihinde üç kablo kesme vakası yaşandığını belirtiyoruz.

Ayrıca şunu da belirtmek isteriz ki grevin başladığı 16 Ekim 2007 tarihinden beri stratejik bölgelerde şebekemize ve kablolarımıza yapılan
159 kasti saldırıyla mağdur edildik ve bu saldırıların failleri yerel emniyet güçleri tarafından soruşturulmaktadır. Bu saldırıların 15'inin müzakerelerin mutabakat ile sonuçlanmayacağının açıklığa kavuşmasından iki saat sonra, yani gece 02.00'den sonra gerçekleştirilmiş olması manidardır.

Mektubunuzda şirketin,
sendikalı çalışanlarının maaşlarını azaltmaya çalıştığına ilişkin endişelerinizi dile getiriyorsunuz. Bu bilgi doğru değildir çünkü şirketin teklifi, tüm sendikalı çalışanlarımız için 2007-2008 yıllarını kapsayan iki yıllık süre için geçerli olacak enflasyon oranının üzerinde maaş artışını içermektedir. Bu açıklamanız muhtemelen, başlangıçta önermiş olduğumuz, yılda 52 gün ikramiye ödemesinin kaldırılmasıyla ilişkili azalmadan kaynaklanmaktadır ve söz konusu ikramiyenin 1 Mart 2007'de kaldırılması 2005 yılında (özelleştirme öncesinde) kararlaştırılmıştır. 2005 yılında aksi yönde mutabık kalınmasına rağmen iyi niyetle bu ikramiye ödemesinin devam etmesi için sendikalı çalışanlarımıza ikramiyeyi tekrar teklif ettik. Dolayısıyla, hiçbir çalışanın maaşı azalmayacak; tam tersi, herkese enflasyonun üzerinde net bir maaş artışı yapılacaktır.

Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkan Paul Doany, sendika üyelerinin maaşlarının aynı pozisyonlardaki kapsam dışı personelin maaşlarıyla eşitlenmesi talebi konusunda da şunları belirtti :

Bu, sendikanın talebinin esasen 26 bin üyenin 6 ila 7 bin üyesini (bu rakam, maaşları arasında az fark olanlarla birlikte 10 ila 12 bine çıkıyor ve biz bu dengesizliği gidermeyi de teklif ettik) kapsadığı dikkate alındığında görüşmeler sırasında karşılaşılan en büyük zorluktu.

Sendikanın bu konuda aşırı taahhütte bulunmaları,
maaşı halihazırda iyi olan ve maaş farklılığı olmayan 12 binden fazla çalışan için, enflasyon yüzde 8 olmasına rağmen, ilk yıl için yüzde 14 artış istemeleriyle sonuçlandı. Bu çalışanlarımızın maaşları piyasa koşullarının yaklaşık ortalama yüzde 59 üzerindedir ve tek bir pozisyon için bile maaş düzeltmesine yönelik artışlara ihtiyaç duyulduğunun iddia edilemeyeceğini kesin olarak söyleyebiliriz.

Buna rağmen, sendika bu yüksek talebini muhafaza etmiş daha sonra ilk yıl için taleplerini yüzde 10'a düşürmüş ancak ikinci yıl için kabul edilemeyecek koşullar öne sürmüştür: Yani Yüzde 4 artı 4 maaş artışı. Maaşların eşitlenmesi ile ilgili olarak ve iyi niyetle, 1 Mart 2008'den itibaren maaş zammı olarak ödenmek üzere maaş eşitsizliklerini dengelemeye yetecek miktardan da fazlasını karşılayan bir bütçe önerdik. Şirket, sendika ve bağımsız hakemden oluşan bir komisyonun, her bir pozisyona verilecek maaşlar üzerinde çalışmasını teklif ettik.

Paul Doany, tarafların makul koşullar altında mutabakata varacakları konusundaki ümidi koruduklarını dile getirdi.

Maalesef sendika, bu şirket hala devletin sahip olduğu bir tekelmiş gibi müzakere etmekte ve hatta görüşmeler sırasında, maaşları devletin yaptığı maaş artışları ile kıyaslamak suretiyle (bu artışlar çok az maaş alan devlet memurları için uygulanmış olsa da) bu iddiaları dillendirmektedir.

Doany, sendikaya üzerinde mutabık kalınan bir tahkim sürecinin hemen başlatılmasını ve bunun nihai bir neticeye tabi olan böylece söz konusu sürecin sonuçlarının nihai ve her iki taraf için de bağlayıcı olduğu bir çerçevede yapılmasını teklif ettiklerini de söyleyerek, şunları söyledi :

Bu durumun çok uzun süremeyeceğine inanıyor ve sağduyunun kazanacağını ya da en kötü ihtimalle üzerinde mutabık kalınan bağımsız yasal bir tahkim sürecine müracaat edileceğini umut ediyoruz.

Hiç yorum yok: