18 Eki 2007

Grevin Gör Dediği ; Türkiye'nin Haberleşme Altyapısı Yedeksiz mi?

Grevin Gör Dediği ; Türkiye'nin Haberleşme Altyapısı Yedeksiz mi?

Evvelki gün başlayan, Türk Telekom Toplu Grevi ve Türk Telekom yetkililerin de “sabotaj” olduğuna kanaat getirdiği fiber kablo kesintileri çok kritik başka bir ihale ile aynı zamana denk geldi. Yarın, Ankara’da T.C.Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün “Otoyol Ağına Fiber Optik Haberleşme Altyapısı Tesisi” ihalesinde, ön elemeyi geçen 4 firma ter dökecek.

Türk Telekom tarafından "grev" ile ilgili bilgi vermek amacıyla düzenlenen basın toplantısında yetkililerin bir harita yardımıyla aktardığı ve eş zamanlı olarak 13 yerde meydana geldiğini anlattığı arızalar aslında hepimize önemli bir ders gösteriyor.


Uluslararası internet çıkışlarını taşıyan fiber kablolarla, bölgeler-iller arasındaki fiber kabloların makasla kesilmesi, üstelik yedek sistemlerin de aynı anda devre dışı edilmesi, bir yandan sadece Türk Telekom için talihsiz bir duruma işaret ediyor gibi görünse de, aslında bütün ülkeyi, bütün Türkiye'yi, önce ticari açıdan ama daha önemlisi güvenlik açısından ilgilendiriyor. Hepimizin beyninde sirenler çalmaya başlamalı. Dikkat !! Dikkat !! Dikkat !!

Neden mi? Çünkü bu greve kadar sadece rekabet-tüketici hakkı açısından önemli olduğuna işaret ettiğimiz altyapının aslında bu kadar nahif olduğunu ve güvenliğimizi tehdit edebileceğiniz farkına varmamışız.

Şöyle demek istiyoruz !! Pek çok tüketicinin, ama yanısıra devlet adamlarının pek çoğunun farkına varmadığı husus, GSM, Kablo ve İnternet altyapısı tamamen Türk Telekom'un networkü üzerinde. Yani bu network dün yapılan sabotaj türü bir soruna uğrarsa, bunun yerini alabilecek bir başka altyapı yok.

Dünkü olayı bir şans olarak değerlendirin. Düşünün ki, bu olayı bir savaş ya da topyekün afet sırasında yaşamıyoruz. Bunu bir grev sırasında yaşıyoruz ve uyanıyoruz.

Ülkemizin fiber hatlarının bazıları kesildiğinde, anlaşılan o ki, mesela 20 tane il birdenbire iletişimsiz kalabiliyor. Bu sistemlerin yedekleri var diyeceksiniz, ya da diyecekler ama bakın dün 13 tane birden arıza bir kerede oluştu. Üstelik yedeklemeler de devreden çıkarıldı.

Dünkü olay bir grev sırasında olduğu için, diğer elemanlarla olay çözüldü. Ya savaş sırasında olsa !!!!

Savaş lafı da nerden çıktı mı diyeceksiniz? Bilmem !! böyle bir soru sorabiliyor musunuz?

Alternatif Altyapı*

Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, dünün devlet tekellerinden bozma, bugünün telekom devlerinin altyapılarından bağımsız, alternatif altyapı servis sağlayıcılarının bulunması çok kritik bir gereklilik.

Çünkü, bu gibi kritik zamanlarda ülke ekonomisi ve kritik haberleşme kanallarının aksamamasının önemini bilmem anlamayan olabilir mi?

Oysa ülkemizde alternatif altyapı için lisanslar geçen yıl verilmeye başlandı. Firmalar şu anda altyapı için ülkenin kamu şirketlerinin arazilerinde** fiber kablo döşeme çalışmaları yapıyorlar.

Ancak, TEİAŞ, Metro, DDY, Karayolları gibi, ülke çapında arazileri olan bu kamu şirketleri, telekom altyapı firmalarını, geçiş çalışmalarında zorluyorlar. Kamu firmaları dünyada "geçiş hakkı (right of way)" olarak tanımlanan ve aslında kamunun haberleşmesini sağlamaları nedeniyle bir "hak" olarak verilmesi gereken, düşük ücretli olması gereken bu çalışmaları, yeni bir gelir kapısı olarak görüyor ve inanılmaz paralara ihale yapıyorlar.


Bu paralar nedeniyle de, ihaleye katılacak firma sayısı sınırlı oluyor ve hatta katılan firma olmuyor. Yarın ki Karayolları ihalesine de kaç firma katılacak bir bakalım !!

Bu durum, ülkemizin iletişim ağının gelişimi için gerekli maddi manevi tüm sorumluluğu altyapı lisansı sahibi firmalara bırakıyor. Sonuç mu? Türk Telekom grevine bakın !! Tek altyapıya mahkum olmamızın bir nedeni de, devletin bu konuda yeterli farkındalığı taşımamasıdır

Ülkemizin telekom altyapısının gelişmesi ve bunun uzantısında ekonomik olarak kalkınması ve bugün ortaya çıktığı gibi güvenliği açısından, kamu kurum ve kuruluşların bu altyapının oluşturulmasında koşulları kolaylaştırıcı rol oynamasını beklerken, lisansların alınmasından neredeyse iki sene geçmesine rağmen, Türkiye'de, Türk Telekom haricinde tek bir firmanın bulunmaması bu “Geçiş Hakkı” koşullarının ya yönetmelik açısından yeterli etkinliğe sahip olmadığını ya da gerçekten lisanslı firmalar ile Türk Telekom için aynı koşullar sağlanacak şekilde uygulanmadığını ya da her ikisini göstermektedir.

Bu grevin ne zaman biteceği ya da olağanüstü başka durumlarla ne zaman karşılaşacağımız bilinmez, ama ülkemizin her daim kesintisiz bir iletişim ağına sahip olması kaçınılmaz bir ihtiyaç ve bu altyapının oluşturulmasından sadece işletmeciler değil yanısıra hükümet, tüm devlet adamları ve kamu şirketleri de sorumludur.

Toplumumuz, bu durumun elzemliğini böyle kötü bir tecrübeyle fark edebilmiş olsa da umarız “YARIN” için çok geç değildir!

* Alternatif Altyapı konusunda Kablo şebekesi için de söyleyeceklerimiz var ama Karayolları ihalesi nedeniyle, bu yazıda önceliği Altyapı lisansları ve geçiş hakkı konusuna verdik. Kablo altyapısını bir başka yazımızda irdeleyeceğiz.

** Uzak mesafeler arasına döşenen Telekomünikasyon hatlarının (mesela fiber kablolar), normal tarlalardan geçirilmesi durumunda, bu hatların kazaya uğraması (mesela bir kazılma işlemi sırasında hasar görmesi) ihtimaline karşı, mümkün olduğunca kazılmayacağı belli ve sorumlu kişilerin bileceği noktalardan geçirilmesi gerekir. Bu nedenle dünya telekom sektöründe "geçiş hakkı (right of way)" tanımı geliştirilmiştir.

Hiç yorum yok: